Yağmur yağdıktan sonra neden toprak kokar, ve gerçekten kokladığımız toprak kokusu mu?

Yağmur
Yağmur sonrası hissedilen güzel kokuların bir kaynağı, toprakta yaşayan Actinomycetes grubu içinde yer alan bazı bakterilerdir. Toprakta yaşayan en küçük canlılardan olan bu bakteriler, en çok nemli ve karanlık ortamlarda gelişirler. Çevre koşullarının gelişmeleri için uygun olmadığı kurak dönemlerdeyse “spor” adı verilen özel yapılar üretirler. Sporlanma, bazı bakterilerin kendilerini olumsuz koşullarda korumalarını sağlayan bir özelliğidir. Yağmurdan sonra duyduğumuz kokunun nedeni de bu sporlardır. Daha önce oluşmuş bu sporların kokusunu hava kuruyken duyamayız; ancak yağmur yağdığında duyabiliriz. Çünkü yağmur damlaları yere düştüğünde, toprakta önceden birikmiş bir miktar yağmur suyunun da yardımıyla sporların havaya fırlamasına neden olur. Yağmur nedeniyle havada çoğalan nem, bu sporların kokusunun burnumuza kadar ulaşmasına neden olur. Yani aslında kokunun kaynağı toprak değil, toprakta yaşayan bu bakterilerdir.

www.akademikfizik.net

Behram Kurşunoğlu Kimdir?

Behram Kurşunoğlu
Behram Kurşunoğlu (d. Bayburt 1922 - ö. Miami, Florida 25 Ekim 2003).
Prof. Dr. Behram Kurşunoğlu Aslen Bayburt'un Merkez ilçesine bagli Aydincik koyunde doğmuş olup Trabzon, Çaykaralı olan Prof. Dr. Behram Kurşunoğlu "Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisi" adıyla yeni bir teori ortaya atan ilim adamımızdır.ABD de Florida ÜniversitesindeTeorik Fizik Merkezinde başkanlık yapmıştır.Aynı zamanda "Küresel Vakıf'ın kurucusu olan Kurşunoğlu dünyanın en büyük fizikçileri arasında yer almaktadır. Atom bombasının babası sayılan Oppenhelmer ve hidrojen bombasını bulan [[Edward Teller] ve yaşayan en büyük fizikçi Dirac, Profesörümüzün en yakın arkadaşları arasında yer alıyor.Daha gençliyindeyken ünlü fizikçi Albert Einstein'la irtibata geçti.Cambridge Üniverstesinde doktarısını yaparken Einstein ile ilmi konular ve çeşiti teoriler üzerinde 
mektuplaştı.


Fizik Yasaları Üzerine

Richard Feynman
Bilim dünyası içinde olmayanlar aksini düşünse de, tahmin yapmak bilimselliğe ters düşmez. Yıllar önce bir insanla uçan daireler hakkında bir sohbetim oldu. Ben 'bilimsel' olduğum için uçan daireler hakkında her şeyi biliyor olmalıydım (!) 'Uçan daireler olduğunu sanmıyorum' dedim. Karşımdaki, 'Uçan dairelerin varolması olanaksız mı? Olanaksız olduğunu kanıtlayabilir misiniz?' diye sordu. 'Hayır, olanaksız olduğunu kanıtlayamam; yalnız, olasılığı pek zayıf' dedim. Ancak, bilimsel olan yol budur. Bilimsel olmak sadece neyin olası, neyin daha az olası olduğunu söylemektir; her zaman olanaklı ve olanaksızı kanıtlamaya çalışmak değil. Ne kasdettiğimi belirtmek için ona şöyle diyebildim: 'Çevremde gördüğüm dünya konusunda bildiklerime dayanarak, uçan daireler hakkında haberlerin dünyasal zekanın bilinen irrasyonel özelliklerinden kaynaklanmış olmasının, dünya-ötesi zekanın bilinmeyen akılcılığından kaynaklanmasından daha olası olduğunu düşünüyorum.' Yalnızca daha olası o kadar. Bu iyi bir tahmindir. Her zaman, yanlış çıkarsa başka olanakları düşünmemiz gerektiğini akılda tutarak, en olası açıklamayı tahmin etmeye çalışırız.


www.akademikfizik.net

Evrenin Dokusu

Kırmızı ve Mavi
Kuantum mekaniğinden kaynaklanan yerel olmama durumunun ne tür bir şey olduğu konusunda fikir sahibi olmak için,Ajan Scully'nin çoktan hak ettiği tatili yapıp kafa dinlemek amacıyla ailesinin Provence'daki evine çekildiğini düşünün. Bavullarını açmaya bile zaman bulamadan telefon çalar. Ajan Mulder Amerika'dan aramaktadır.

"Kırmızı ve mavi paket kâğıtlarıyla sarılı kutuyu aldın mı?"

Posta kutusundan çıkan her şeyi kapının yanına yığmış olan Scully, yığına göz atar ve paketi görür.

"Mulder, lütfen, onca yolu yeni dosyalarla uğraşmak için tepmedim."


Louis de Broglie / Nobel Fizik 1929

zaman
Hepimiz için aslında geçmişi, şimdiyi ve geleceği oluşturan her şey, uzay-zamandan bütün bir blok haline dönüşür. Zamanın geçtiğini gören her gözlemci, uzay-zamanın yeni katmanlarını keşfedecektir. Bunlar, onun için maddesel dünyanın peş peşe gelen öğeleri olarak gözükmektedirler. Fakat gerçekte, uzay-zamanı oluşturan olaylar bütünü, gözlemcinin onlar hakkında oluşturduğu bilgisinden önce var olmaktadır.
(Louis de Broglie / Nobel Fizik 1929)


Akademik Fizik

Fizikçilerin Buluşma Adresi
Maddeyi, alanın aşırı derecede yoğunlaştığı uzay bölgelerinden oluşan bir şey olarak algılayabiliriz. 

Söz konusu yeni fizik anlayışında hem alana ve hem de maddeye ayrı ayrı yer yoktur. Çünkü burada 'alan' tek gerçekliktir.

(Albert Einstein)

Güne Düşen Not: Werner Heisenberg

Fizik doğayı algılama biçimidir.
Modern fizikte; dünya, farklı nesneler gruplarına değil, farklı bağlantılar gruplarına ayrılmışlardır. Artık ayrıştırabileceğimiz tek şey, bazı fenomenler için çok önemli olan bağlantı türleridir. Yani dünya, birleşik bir olaylar dokusu gibi belirmektedir. Bu dünyada farklı türdeki bağlantılar sürekli olarak değişmekte, birbirlerine geçmekte ya da birleşmekte ve böylece 'bütün' özelliklerini belirlemektedirler.

(Werner Heisenberg / Nobel Fizik 1932)


www.akademikfizik.net
www.akademikfizik.blogspot.com

Evren sanılandan 80 milyon yıl daha yaşlı

evren
Evrenin oluşmasına yol açan Büyük Patlama anından sonrasına ilişkin yapılan bilimsel araştırma, evrenin sanılandan 80 milyon yıl daha yaşlı olduğunu ortaya çıkardı.

Evrenin yaşının 13,81 milyar yıl olduğunu gösteren bilimsel araştırma, buna karşılık, evren hakkındaki "nasıl başladığı", "neden oluştuğu" ve "nereye gittiğine" ilişkin daha önce düşünülen temel kavramların doğru yönde ilerlediğini ortaya koydu.

Fizikçi ve Dünyayı Algılama Biçimi


Dış gerçekliğin varlığına ve sizlerin hayal gücümün uydurmaları olmadığınıza inanıyorum. Arkadaşım, kahvesinden tüten dumanın arasından bana, fizik kurallarının, evrenin doğuşuna dek gittiğinden nasıl emin olabildiğimi soruyor. Ben ise ona fizik kurallarının kahve fincanının dibine kadar gittiğinden nasıl emin olabildiğini soruyorum. Ateş gibi sıvının, aniden, yerçekimini hiçe sayarak, gözlerine doğru uçuşmayacağından gayet emin görünüyor. Dünyaya dair ampirik deneyiminden ileri gelen güvenle sürdürüyor yaşamını.Yerçekimini, ısı ve ışıkla ilgili deneyimleri, çocukken dünyaya ait maddeleri tek tek sınamasıyla birlikte başladı. Şimdi ise denklemlerde ifade edilsin ya da edilmesin, elinde hayli olgunlaşmış ve gelişmiş bir fizik teorisi var.


www.akademikfizik.net

Planck uzunluğu ve Kuantum köpüğü nedir?


1899 yılında, henüz kuantize (öbekli) enerji değişimi fikrinin gelişiminden de önce, Almanya' da Max Planck kendisinin 'b' adını verdiği (ertesi yıl 'h' adını verir) bir sabit elde eder. Kovuk ışınımı denen tüm malzemelerden bağımsız bir olgunun formülüne girdiği için, bunun temel bir sabit olduğunu düşünür. Ardından bu yeni sabit 'b' yi doğanın sağlam başka iki temel sabitiyle, Newton'un kütleçekim sabiti 'G' ve ışık hızı 'c' ile birleştirirse, uzunluk boyutuna sahip bir nicelik elde edebildiğinin farkına varır. Aslına bakılırsa bu oldukça küçük bir uzunluktur 10^(-35) metrenin bir kaç katıdır ancak Plancka'a cazip gelmiştir, çünkü tanımı diyelim ki metreden farklı olarak , insanın seçtiği herhangi bir karşılaştırma uzunluğuna bağlı değildir (metrenin orjinal tanımı, Ekvator'dan kutuplardan birine kadar olan uzaklığın on milyonda biridir.) Fizik kuram ve deneylerinde ortaya çıkmış herhangi bir uzunluktan daha kısa olan o kadar çok büyüklük siparişi vardır ki, Planck' ın hesaplanmış uzaklık birimi, uzun yıllar boyunca bariz bir önem taşımayan bir ilginçlik olarak kaldı. Bu durum 1955' de John Wheeler genel görelilik (Einstein' in kütleçekim kuramı) ile kuantum fiziğinin nerede bağlantı kurabileceğini araştırırken değişti.


Hint Felsefesinin 4 Kuralı



KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.
Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”


www.akademikfizik.net


Eşek ve Yol Tesbiti

ilginç bir konu
1950'li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye'ye. Küçük Amerika olacağız diye ilk heveslendiğimiz günler...
Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda bizde yol güzergahını belirleyecek alet yok, eleman yok.
Nafia mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış .


YEME ve İÇME ile İLGİLİ, SAĞLIĞINIZ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER

(HERKESİN OKUMASI GEREKEN BİLGİLER)
• Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde,midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturduğunu ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önlediğini…

• Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını…


İstanbul'u Değil Dünyayı Alırım

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN YÜCE FATİH
Fatih Sultan Mehmed Hanın Mührü

Fatih Sultan Mehmed Han , Edirne'de bir gün kıyafetini değiştirip çarşıda gezmeye başlamış. Bir ara bir bakkala uğrayıp yağ istemiş. Yağı aldıktan sonra da bal istemiş. İstemiş istemesine ya bakkal balı vermeyip şöyle demiş:
"Bal var, yalnız onu da şu yan taraftaki bakkaldan alın efendim."
Padişah şaşkınlık içerisinde şu soruyu sormuş:
"Niye sen vermiyorsun?"
Bakkal, şu şekilde cevaplandırmış Fatih'in sorusunu:
"Yalnızca ben kazanırsam öteki bakkallar açlıktan ölürler. Onların da çoçukları var,onlar da kazansınlar." Padişah, hayretler içerisinde diğer bakkallara da uğramış ve hep aynı cevabı almış:

"Sadece ben kazanmayayım, onlar da kazansın," demişler her biri.
Bunun üzerine şöyle söylemiş Fatih Sultan Mehmed Han :

"Birbirlerine bu derece bağlı, birbirlerini böylesine düşünen bir halkım olduktan sonra ben değil İstanbul'u, bütün dünyayı bile alırım....

Hava'dan Hafif Materyal üretildi...

Hava'dan Hafif Materyal üretildi...
Çiçek yapraklarının taşıyabildiği bir materyal hiç gördünüz mü? 

Bilim insanları karbon yapılı moleküllerden havanın yoğunluğundan 6 kat hafif bir sünger üretti. Dünya'nın en hafif materyali olan 'sünger'in petrol kaçaklarının toplanmasında kullanılması planlanıyor...

Çiçeğin aylar boyu Güneş yangınına dayanmasından sonra yaprak yaprak toprağa serilmesiyle can verir sanki her karbon atomu... Madde aleminde manalar tükenmez çünkü yaratılan varlığın sayısı adedince sözler vardır kainatta söylenen... Her düşünce, her fikir, her ilham ve bunun gibi her keşif, saklı kalan sözlerin kainatta 'kelime' haline gelen bir tasviridir sanki...

Kalıptan 'Canlı Kulak' ürettiler!

Kulak
Bilim insanları fare kuyruğu ve inek kulağından aldıkları kollojen ve kıkırdak dokusunu insan kulağına benzer bir kalıpta birleştirerek ilk canlı yapay kulağı üretmeyi başardılar...

Hayal gücü, çözüm üretmek ve insanlığa yararlı olmanın altında yatan sır belki de canlılığın doğasını ve en mükemmelinin yine kendisi olduğunu anlamamızla gerçekleşmektedir...

Sadece Bulutlarda Şimşekler Çakmaz!

 Sakurajıma Volkanı

Yanardağları hep merak etmişizdir. Lavlar ve küller... Ancak kaçımız patlayan volkanlarda aynı zamanda şimşekler çaktığını biliyoruzdur?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki püsküren lavların sahip olduğu elektriksel yüklenmeler sonucu volkan patlamaları sırasında da aynen bulutlardaki yük boşalmaları benzeri şimşekler çakmaktadır.

Ağzından Doğum Yapan Kurbağa

Ağzından Doğum Yapan Kurbağa.

1983 yılından beri kaybolup bir daha ortalıklarda görün ender türlerden bir kurbağa, geçtiğimiz günlerde Avustralya'da tekrar keşfedildi. Kurbağayı kendi türünden hatta bütün bir hayvan aleminden ayıran sırrı ise yavrularını ağzından vermesi... 

Rheobatrachus kurbağalarının yumurtaları sindirim sistemlerinde gelişir ve yavrular annelerinin ağzından çıkarak dünyaya gelirler.

Bazı kurbağalarda erkek olan döllenmiş yumurtayı yutar ve yavru erkeğin ses çıkardığı bölmede gelişimini tamamlar. Bu süre zarfında kurbağa ses çıkarmaz.

MUHAMMED ALİ CLAY

MUHAMMED ALİ CLAY

Zafer ve gurur muhammed ali clay Müslüman olmadan önceki ismi Cassius Marcellus Clay olan Muhammed Ali Clay, 17 Haziran 1942'de Kentucky Louisville'de doğdu. 12 yaşındayken boksla tanıştı ve kısa zaman içinde Natıonal AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası'nda amatör kayıtlara girdi. Yine 1960'ta Roma'da ağır hafif siklette altın madalyayı alarak profesyonel lige döndü. 18 yaşındayken katıldığı Roma Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra ünü giderek artmaya başladı.

NEDEN BEN?

 Arthur Ashe

Meşhur Wimbledon’un ilk zenci Şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS’den ölüm döşeğindeydi..
Hayranlarından biri sordu.. “Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?”
Arthur Ashe cevap verdi..
“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4′ü yarı finale, 2’si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tuttuğum zaman Tanrı’ya Neden ben? diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrı’ya nasıl Neden ben? derim?”
Mutluluk insanı hoş yapar. Başarı ışıl ışıl..
Zorluklar güçlü..

ALDEBARAN

ALDEBARAN
Aldebaran (α Tau, α Tauri, Alpha Tauri), Boğa takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 65 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir kırmızı dev yıldızdır. 0,87 kadir ortalama büyüklüğüyle takımyıldızının en parlak yıldızı olan Aldebaran, gece gökyüzünün de en parlak yıldızlarından birisidir. Aldebaran, Arapça (الدبران) 'takip eden' veya 'izleyen' demektir. Bu konumda 'izlenen' V harfi şeklinde biraraya gelmiş bir yıldız kümesi olan Hyades'dir.
1997 yılında bir altyıldız arkadaşı olduğu iddia edilmiş, fakat sonradan yapılan gözlemler bu iddiayı doğrulamamıştır.

Bir medeniyetin yok edilişi

Bir medeniyetin yok edilişi
Amerika’nın geniş vadilerinde mutluluk içinde yaşayan bizon medeniyetinin devamı asil bir ırk vardı... Güler yüzlü, sevecen ve misafirperverlerdi...

Dört yüz yıl önce, dünyanın öbür ucundan gelen ‘soluk benizlileri’ de ‘kardeş’ deyip basmışlardı bağırlarına... Ama, sevgiye karşı düşmanlık, yardıma karşı nankörlük, mertliğe karşı alçaklık gördüler... Öz yurtlarında ‘parya’ edildiler, ezildiler, öldürüldüler; ‘medeniyet’ ve ‘Tanrı’ adına... Sefil ruhların bölük-pörçük zulümleri gün oldu devletleşip balyoz gibi indi başlarına... Artık gülmüyorlardı, gülemiyorlardı... Mezar taşı dikilmişti söndürülen ocaklarına...

İskoçyadan Türkiyeye Uzanan Yeraltı Tünelleri

İskoçyadan Türkiyeye Uzanan Yeraltı Tünelleri
German Herald dergisinin haberine göre, Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch, “Secrets Of The Underground Door To An Ancient World” (Antik Dünyaya Açılan Yer altı Kapısının Sırları) adlı kitabında

, Avrupa kıtasının hemen her köşesinde Neolitik yerleşimlerin altlarında tüneller bulunduğunu belirterek, bu tünel ağının İskoçya’dan bugünkü Türkiye topraklarına kadar uzandığını bildirdi.
Günümüzden yaklaşık 12 bin yıl önce yapılan tünel ağının bazı parçalarının ilk günkü gibi sağlam olduğunu kaydeden Alman arkeolog, Almanya’nın Bavyara bölgesinde bulunan 700 metrelik bir tünelle Avusturya’nın Styria bölgesinde bulunan 350 metre uzunluktaki tünelin bu ağın parçaları olduğunu öne sürdü.

Bilime katkıları büyük olan bir kaç bilim insanımız

Bilime katkıları büyük olan bir kaç bilim insanımız



(Alfred Nobel (1833 - 1896) )


Bugün kendi adıyla verilen Nobel Ödülleri ile tanınan Alfred Nobel, 1 Ekim 1833’te iflas etmiş bir iş adamının oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının değerli ticari malzemelerle yüklü gemisi battığı için aile iyice yoksullaşmış, ağabeyleri Ludvig ve Robert sokaklarda kibrit satarak ailenin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyorlardı. Tarihe ‘dinamitin mucidi’ olarak geçen Alfred Nobel, patlayıcılara olan düşkünlüğünü babasından aldı. 1937’de Alfred henüz 4 yaşında bir çocukken babası Immanuel Nobel, Saint Petersburg’a taşınır ve burada bir mayın fabrikası kurar. 

103 Elementin Özelliği ve Elektron Dizilişleri

103 Elementin Özelliği ve Elektron Dizilişleri

1 - H - Hydrogen
Asit/Baz Özelliği: Amfoter
Atom Ağırlığı: 1,00794 g/mol
Atom Hacmi: 14,10 cm³/mol
Atom Yarıçapı: 2,08 Å
Birinci İyonlaşma Enerjisi: 13,598
Buharlaşma Isısı: 0,4581 kJ/mol
Elektrik iletkenliği: --
Elektron Dizilişi: 1s1
Elektronegatiflik: 2,10
Erime Isısı: 0,0585 kJ/mol
Erime Sıcaklığı: 13,81 K
Isı iletkenliği: 0,1815 Wm-¹K-¹ (at 300 K)
Kaynama Sıcaklığı: 20,28 K
Kovalent Yarıçapı: 0,32 Å
Kristal Yapısı: Hexagonal
Oksidasyon Sayısı: 1
Özgül Isı Hacmi: 14,304 Jg-¹K-¹ (at 300 K)
Yapay Olup Olmadığı: Hayır
Yoğunluk: 0,0899 (Gas 273K g/l)

www.akademikfizik.blogspot.com

İnsan Vücudu Hakkında Pratik Bilgiler


Eğer İnsan Vücudun'daki Bulunan '600' Kas Aynı Anda Aynı Yöne Doğru Hareket Etseydi 25 Ton Ağırlığı Tek Başına Kaldırabilirdi...

Dil kasımız kadar güçlü bir makina olsa bu makinanın ağırlığının 350 katına kadar olan her şey i kaldırabilir ve taşıyabilir

Eklemlerimizdeki sıvıyı araba motorundaki yağın yerine kullansak en kaliteli motor yağının oluşturduğu sürtünmeden %700 daha az sürtünme olur

KİLO VERMENİN GERÇEK FORMÜLÜ BURADA!!!



Kilo vermeye karar verdiniz. Uzun zamandır kararlısınız aslında ve diyorsunuz ki:
"Çok sayıda diyet denedim ama olmuyor bir türlü. Zar zor bir iki kilo veriyorum ve hemen arkasından alıyorum. Ne yapmalıyım?" Bu soru bize o kadar çok geliyor ki:)

Önce şunu söyleyelim, herkese uyabilecek bir diyet tarifi yok. Olması da mümkün değil. Her birimizin bedensel yapısı birbirinden tamamen farklı. Nasıl bir diyet hepimize uygulanabilir ki?

İşte Kilo Vermenize Destek Olacak Önerilerimiz: 

Körler Neden Kanser Olmaz?


Tevfik Dorak, İngiltere’nin Newcastle Üniversitesi’nde kanser araştırmaları yapan bir Türk doktor. Dorak’ın dünya tıp literatürüne geçmiş çarpıcı bulguları var. Bunlardan biri, karanlıkla-kanser arasındaki ilişki...


Dorak, vücudun hücre yenileyici ve bağışıklık sistemi düzenleyici melatonin hormonunu gece karanlıkta salgıladığını hatırlayıp uyarıyor: "Karanlıkta uzun ve düzenli uyku bu salgıyı ve kansere bağışıklığı artırıyor. Körlerde kanser riski bu yüzden az"

Çinliler Neden Sıcak Su İçer?


Çine gitmiş olanlar iyi bilir, özellikle yaşlı Çinliler yanlarında sürekli bardak tipi termoslarda sıcak su, çay taşırlar. Kışın soğuk günlerde, hatta bunaltıcı yaz sıcaklarında bile hep sıcak su içerler. Çin restoranlarına gittiğinizde de masanıza ilk gelen bu hafif çayımsı sıcak su'dur.

Peki Çinliler neden sürekli sıcak su içer?

Vücudumuz için gerekli olan şeylerin %99'unu midemiz sayesinde alıyoruz. Yediklerimiz bizi fiziksel ve ruhsal olarak o kadar çok etkiliyor ki acı yememiz bizi daha agresif, tatlı yememiz ise bizi daha mutlu yapıyor. Hatta bu yüzden bilim adamları midemiz için 2.ci beynimiz diyorlar. Midemize en iyi gelen şey ise sıcak su.


Peki sıcak su bizim için neden iyi?

Bu GERÇEK bir nöroloji testidir.


Rahatça oturun va sakinleşin, aşağıdaki üç işlemi bir dakikadan
kısa sürede yapmalısınız. Sadece bakarak bulmalısınız, Mouse İmleçini kullanmamalısınız, kolay gelsin.

5 Dakikanızı ayırıp okumanızı tavsiye ediyoruz!


Elektromanyetik Alan" konusunda doktora yapmış bir kişiyim.

Öncelikle dizüstü bilgisayarlarıni asla ve asla kucağınızda, dizinizin üstünde kullanmayın.

En çok manyetik alanı saç kurutma makinesi ve ütü yayar (bu aletleri kullanırken acele edin, işinizi çabuk bitirin.

"Yatak odalarında televizyon, bilgisayar ya da cep telefonu bulunması tahmin edemeyeceğiniz kadar zararlıdır. Havayı iyonize eden elektromanyetik alan yüzünden çoğu zaman bir koku ile algıladığımız ancak gözle göremediğimiz elektrik yüklü parçalar havada asılı kalırlar.
Saatlerce havalandırsanız bile tam olarak ortamdan süpürülmezler, her nefes aldığınızda ciğerlerinize bu parçaları çekiyorsunuz demektir.

Bermuda Şeytan Üçgeni


Elinize bir harita alıp bakınca üçgen şeklinde görülen bu bölgede, bu zamana kadar açıklanamayan birçok esrarengiz olay gerçekleşmiştir. Kaybolan gemi, uçak ve insanların sayısı tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle uzun bir dönem lanetli yer veya şeytanın üçgeni gibi isimlerle anılmıştır, hatta günümüzde de bu isimleri zaman zaman kullanmaktayız.
Bermuda üçgeni, Atlantik okyanusunun 500.000 milkarelik bir alanını kaplayan, Amerika‘nın Atlantik okyanusuna açılan güneydoğu sahillerinde yer alan, kuşbakışı bakıldığında ise Miami, Bermuda ve Puerto Rico sınırları içerisinde kalan üçgen şeklinde bir alandır. Okyanusun bu kısmında yüzlerce gemi ve uçak enkazı bulunur. Son 100 sene içerisinde batan gemi, düşen uçak ve kaybolan insan sayısı 1000′lerle ifade ediliyor.

GECE GEÇ YATANLAR DAHA ZEKİ!

Uykunuz mu var?
İngiltere´de yapılan bir araştırmaya göre, gece geç saatlerde uykuya yatanların IQ´su (zekâ düzeyi) daha yüksek, erken yatanların ise daha düşük. London School of Economics´in araştırması uyku ile zekâ arasında bağlantı kurdu. Satoshi Kanazawa ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, IQ´su yüksek olanlar geceleri daha aktif oluyor ve bununla bağlantılı olarak geç yatağagiriyorlar. Aksine zekâ düzeyi düşük olanlar ise erkenden yatakta olmayı tercih ediyor.

Roraima Dağı

Roraima Dağı

Brezilya ve Venezuela arasında bulunan Roraima Dağı, dünyanın en gizemli yerlerinden birisi olarak kabul ediliyor.

Amazon ormanlarının ortasından fırlayan ve bulutların üzerine çıkan 2 bin 770 metre yüksekliğindeki Roraima Dağı, bilimadamları tarafından 'kayıp dünya' olarak adlandırılıyor.

Son derece sert kuvars taşından oluşan bu ilginç dağ bir mimarın elinden çıkmış görüntüsü veriyor. Bu görüntü yüzünden yerliler, uzun süre bu dağı burada yaşayan insanların yapmış olabileceğini düşündü. Ancak bu tezi doğrulayacak bir bulguya rastlanmadı.

Fiber Optik Teknolojisinde Kayıplar


Neden Fiber kullanıyoruz?
Fiber optik kablolarda kayıpları incelemeden önce neden fiber teknolojisine ihtiyaç duyuyoruz,
bunun iyice incelemek gerekiyor. Biz burada kayıplardan söz edeceğimiz için kısaca bu konuda 
bilgi vermek istiyorum. Bunları Optik İletim Sistemlerinin Diğer İletim sistemleri karşılaştırarak verirsem daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Yüksek Hızda İletim Sağlanması
- Uzun Yineleyici (Tekrarlayıcı ) Aralığı
     1 MHz'lik işaret için gücün yarıya düştüğü uzaklık;
      Bakır iletkende              250 m
      Eşeksenli iletkende      1.000 m
      Tek Modlu fiberde      10.000 m
Bunu Grafikle gösterirsek daha anlaşır;