DERİN DÜNYA KONUSUNDA BİLİNMEYENLER

DERİN DÜNYA KONUSUNDA BİLİNMEYENLER



İç çekirdek neredeyse güneşin yüzeyi denli sıcaktır ve oralarda basınç yüzeydekinin 3 milyon katı kadardır. İşte dünyanın bilinmeyenleri...

692 yılında, Edmond Halley (kuyrukluyıldızı ile ünlü) Dünya’nın içinin oyuk olduğu yönünde bir öneride bulundu. Halley’e göre, üzerinde yaşadığımız dış kabuğun altında eşmerkezli iki kabuk ile yaklaşık Merkür gezegeni büyüklüğünde bir çekirdek vardı ve bunların tümü ışık saçan bir gazın içinde yüzmekteydi.

• Halley yeryüzünün altındaki bu iki kabuğun üzerinde canlıların yaşıyor olabileceğini bile düşünmüştü. Halley’in bu düşüncesinden yola çıkan Jules Verne, Dünyanın Merkezine Yolculuk adlı romanında bu konuyu irdeledi.


•Halley, en azından, gezegen büyüklüğündeki çekirdek konusunda haklıydı. Dünya’nın merkezinde genişliği 6000 kilometreyi aşkın-gerçekte Merkür’den büyük- ve demir içeriği açısından son derece zengin bir küre yer alıyor.

•Çekirdeğin dış kesimi erimiş durumdadır. İç çekirdek ise, gezegenin geri kalan bölümünden bağımsız olarak sürekli dönen katı bir metal kütleden oluşmaktadır.

•İç çekirdekten geçen deprem dalgaları kuzey-güney doğrultusunda, doğu-batı yönüne kıyasla, daha hızlı yol alırlar. Bir kuram: İç çekirdek Dünya’nın kutuplarıyla aynı hizada yer alan metalik kristallerden oluşur ve dalgalar bu akışa ayak uydurduklarında daha hızlı yol alırlar.

•İç çekirdek neredeyse güneşin yüzeyi denli sıcaktır ve oralarda basınç yüzeydekinin 3 milyon katı kadardır.

•Dünya’nın katı ve sıvı çekirdekleri hep birlikte- güneşten yayılan ve saniyede yaklaşık 400 kilometre hızla hiç durmaksızın yol alan elektrik yüklü parçacıklardan oluşan- güneş rüzgârını atmosferimizde tutan manyetik alanı oluştururlar.

•Wisconsin Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı 500.000 derece plazmayı son derece sağlam duvarları olan 3 metre genişliğindeki aluminyum bir kürenin içine doldurmak suretiyle Dünya’nın manyetik alanının minik bir örneğini oluşturmaya çalışıyor. Bu kürenin içindeki akımların dış çekirdekteki akımların bir benzeri olması bekleniyor.

•İnsan teknolojisiyle bugüne dek ulaşılan en derin nokta, soğuk savaş döneminde yaşanan uzayın derinliklerine inme yarışının bir sonucu olan, Rusya’da Murmansk yakınlarındaki Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu’dur.

•Dünya yüzeyinin yaklaşık 4 kilometre altındaki boşluklarda ve altın madeni çatlaklarında bakterilere tanık olundu. Bu bakteriler hidrojen ve sülfatlarla besleniyorlar; temel enerji kaynaklarını güneş değil, ışınım oluşturuyor.

•Massachusetts Üniversitesi mikrobiyoloji uzmanlarından James Holden gezegenimizin derinliklerindeki dirim kütlenin yeryüzünde yaşayan tüm canlılarinkine denk bir ağırlıkta olabileceğine inanıyor.

•NASA araştırmacılarına göre Mars gezegeninin derinliklerdeki benzer bir sıcak biyokürede, gözlerden uzak bir yerlerde yaşam belirtileri ortaya çıkabilir.

•Çekirdekte bile, değişim kaçınılmaz. İlkel mıknatıslanma verilerini inceleyen John Hopkins Üniversitesi yerbilim uzmanları Dünya çekirdeğinin doğu ve batı yarısının nöbetleşe büyüyüp eridiğine dikkat çekiyorlar.

•Dünya çekim alanı ekseninin eğik olması, daha birkaç yerbilimsel dönem önce batıya kayarken bugünlerde doğuya kayıyor olması da bu yüzden olabilir.

•Johns Hopkins’li araştırmacılar eksenin büyüyen yarıya demir attığını düşünüyorlar. Bu da gezegenimizin manyetik alanında tersine dönüşlerin yaşandığı, kuzey ve güney kutuplarının yer değiştirdiği, garip geçmişine ışık tutabilir.

•Manyetik alanla ilgili bu tür gariplikler erimiş çekirdekle onun üzerini örten manto arasındaki sınırda yaşanan karmaşayla da açıklanabilir.

•Berkeley Üniversitesi fizikçilerinden Richard Muller iç çekirdekten dışarıya püskürtülen oksijen, silikon ve kükürdün çekirdek-manto sınırına yükseldiğini, bunların hep birlikte sıcak ve çamurlu tepeciklere dönüştüğünü belirtiyor. Bu tepeciklerden biri, arada sırada, mantonun üzerine şiddetle yuvarlanarak ısıyayım sürecinin hızlanmasına ve manyetik alandaki dengenin bozulmasına neden olabiliyor.

•Azalt, yeniden kullan, geri dönüştür. Levha tektoniğindeki ağır dalgalanmalar kabuğun içe doğru çekilmesine neden olur. Burada herhangi bir bitki ve hayvan yaşamı tuzağa düşürülüp, pişirilir. Organik malzemeler zamanla lavlar ve aralarında atmosferi ısıtan karbondioksidin de olduğu volkanik gazlarla yeniden yüzeye dönerler.

•Bu tür bir çevrimin yanı sıra, çekirdeğin oluşturduğu koruyucu manyetik alan gezegenimizin yaşamın sürmesine olanak veren en uygun sıcaklıkta tutulmasını sağlar.

•Sıcaklığın gece gündüz 480 derece dolaylarında olduğu Venüs gezegenine bir bakın. Gezegenimizin huzursuz iç kesimleri olmasa, bizler de öyle olabilirdik.

Kaynak Discover




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlardan ve gönderilerden herkes kendi sorumludur..