bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bitkiler birbirleriyle iletişim kurarak büyüyor


Bitkilerin kendi aralarında iletişim kurabildiği ve çevreleri hakkında bilgi toplayabildiği ortaya çıktı. Bu durumun, biribirleriyle ‘iyi geçinen’ bitkiler yan yana dikildiği zaman, daha verimli gelişmelerini sağladığı belirtildi.Bilim insanları, bitkilerin akustik titreşimler sayesinde iletişim kurduğunu ve çevreleri hakkında bilgi topladıklarını tespit etti.

Western Australia Üniversitesi fizyologları, bitkilerin iyi ve kötü gelişmesine etken olan faktörleri belirlemek için kırmızi biber (Capsicum annum) bitkisi üzerinde gözlemler yaptı. Deneylerde, biber bitkisi tohumları diğer biber bitkisi tohumlarıyla gömüldü, bazı tohumlar da izole edildi. Ayrıca, biber bitkileri fesleğen (Ocimum basilcum) ile de gömüldü.

Gözlemlerde, tohumların tek başlrına daha az filizlendiği görüldü. Ancak bitki tohumları yan yana gömüldüklerinde, filizlenme oranında ciddi bir artış yaşandı.Araştırmcılar daha sonra bitkilerin arasına siyah plastik levha koyarak toz ve sürtünme gibi kimyasal ve fiziksel iletişimlerini keserken, ışık oranı ve nemlilik gibi aynı ortamda paylaşılan değerleri de değiştirdi.

İletişimleri bloke edilmesine rağmen, yanyana gömülen tohumlar izole edilenlere kıyasla yüksek oranda filizlenme gösterdi. Bilim insanları, buradan yola çıkarak bitkilerin gelişmesini güçlendiren, kendi aralarında bir çeşit iletişim olduğu sonucuna vardı.HAŞERELERİ UZAK TUTUYOR
BMC Ecology dergisinde yayımlanan araştırmada yer alan Monica Galiano, “Bitkilerin, tohum gelişimini henüz tam anlayamadığımız bir mekanizma sayesinde olumlu olarak etkileyebildiğini gördük... Rezene gibi kötü komşular, izole edilen tohumlarda olduğu gibi gelişimi olumsuz etkiliyor. Bu etkileşimin, hücreler içindeki nano mekanik salınımlarla ortaya çıkarılan akustik sinyallerle kurulan iletişimden kaynaklandığını düşünüyoruz” dedi.

Sonuçlar, çiftçi ve bahçıvanların iyi iletişim kuracak bitkileri beraber dikerek bitki örtüsünü güçlendirebileceklerini gösterdi. Dahası, fesleğeni biber ve domates gibi ekinlerin yakınına gömmenin, beyaz sinek ve yaprak biti gibi haşereleri de uzak tutmakta etkili olduğu belirtildi. Yapraklı fesleğenin, toprakta gölge oluşturarak diğer bitkiler için ideal nemlilik oluşturduğu, özellikle biberin gelişiminde fesleğenin öne çıktığı anlaşıldı.

Bilim insanları, Hindistan’da ortaya çıkan fesleğen ile ilk olarak Orta ve Güney Amerika’da görülen biberlerin, spesifik olarak bir ilişkiye sahip olmadığına da dikkat çekti.
KAYNAK:ntvmsnbc.com/

EINSTEİN BİR KEZ DAHA HAKLI ÇIKTI


Bugüne kadarki en yoğun kitleli nötron yıldızını bulan uluslararası bir araştırma ekibi Albert Einstein’ın görelilik kuramı test etti.
Sonuç: Einstein haklı. Nötron yıldızları, patlamış olan dev yıldızların sönmüş kalıntılarıdır. Kendi kütle çekimlerinin etkisiyle içlerine çöküyorlar. Bunların birçoğunda radyo dalga alanında düzenli kozmik bir fener gibi parlayan atımlı sinyaller saptanabiliyor. Bu tür nötron yıldızlarına astronomlar “titreşen yıldız” (pulsar) diyor.

Son incelenen PSR J0348+0432 katalog numaralı pulsarın çapı 20 kilometre fakat buna karşın tam bir “ağır sıklet” diyor Max-Planck Radyo Astronomi Enstitüsü’nden John Antoniadis: “Güneşimizin iki misli ağırlığına sahip olan bu yıldız, en yoğun kütleli nötron yıldızıdır.” PSR J034810432’nin bir kesme şeker kadarki hacminde bir milyar tonu aşkın madde bulunuyor. Nötron yıldızına bir Beyaz Cüce eşlik ediyor.

http://akademikfizik.blogspot.com/2013/05/einstein-bir-kez-daha-hakli-cikti.html
Beyaz Cüceler atmosferlerini uzaya savurmuş olan sönmüş güneşlerdir. Bu iki yıldız birbirlerinin etrafında yaklaşık olarak 800.000 km mesafede dönüyorlar ki bu Dünya ve Ay’ın arasındaki mesafenin iki katı. Yakın mesafe nedeniyle bir dönüş sadece iki buçuk saat sürüyor. Görelilik kuramına göre bu tür bir sistem kütle çekim dalgaları yayar ve bu nedenle enerji kaybeder. Bu durum ise dönme süresindeki değişimle anlaşılır.

Sistem düzenli olarak radyoteleskoplar ve optik enstrümanlarla gözlemlenerek, dönme süresinde gerçekten de her yıl için saniyenin sekiz milyonda biri kadar bir değişim ölçüldü. “Bu tam tamamına Einstein’ın teorisiyle tahmin edilendir” diyor Paulo Freire. Görelilik kuramı şimdiye dek bu kadar kesin bir şekilde test edilmemişti. Tahminleri, ölçümlerle uyuşmayan alternatif teorileri artık dikkate almamız gerekmiyor, diyor bilimciler.

http://akademikfizik.blogspot.com/2013/05/einstein-bir-kez-daha-hakli-cikti.html

Bilim [Alan Kay]


Bilim, temsil edebildiğimiz ve düşünebildiklerimiz ile gerçekte ''orada bir yerlerde olan'' arasındaki ilişkiyi, iyi haritalamanın bir uzantısıdır. Bilim dahilinde tahminde bulunurken, yaklaşık değerlerin ve dillere karşılık gelen eşleştirmelerin tahmininde bulunuyoruz; ''doğru''nun değil. Ve eğer ''doğruyu tahmin ettiğimizi'' ya da ''doğruyu bulduğumuzu'' sanıyorsak, zihnimiz bilim yapmaya elverişli değil demektir. Bu durum bilim dışında hiç iyi anlaşılamıyor ve ne yazık ki bilim eğitimi almış bazı insanlarca da anlaşılmamış gibi görünüyor.

(Alan Kay)
 ''Science is a relationship between whatwe can represent and think about and what’s actually “outthere;” it’s an extension of good mapmaking. When we guess inscience, we are guessing about approximations and mappings tolanguages, not guessing about “the truth”—and we are not in agood state of mind for doing science if we think we are “guessingthe truth” or “finding the truth.” This is not at all well under-stood outside science, and unfortunately some people with sci-ence degrees don’t seem to understand it either.'' 
(Alan Kay)

HAYATIMIZI KÖKTEN DEĞİŞTİRECEK 9 TEKNOLOJİ


1) ATMOSFERİK ENERJİ: Dünyanin elektrik alanina temas ederek enerji tranferi amaclaniyor

2) NANO TEKNOLOJİ: Malzemelerin moleküler ve atomik ölcekte manüpilasyonu

3) ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK: Bilgisayarlar tarafindan yaratilmis duyusal girdilerin gercek dünyayla bilestirilmesi

4) GÜNEŞ YAKITI: Günes enerjisinin sivi olarak depolanabilmesi

5) KÖK HÜCRE TEKNOLOJİSİ: Yedek organlarin üretilmesi

6) KABLOSUZ ENERJİ TRANSFERİ: mevcut olan teknolojinin gelismesiyle kablolara büyük oran veda edecegiz

7) UZAY BAZLI GÜNEŞ ENERJİSİ: Uzay bosluguna günes panelleri yerlestirilerek enerjinin dünyaya transferi

8) KUANTUM IŞINLANMA: Bu teknoloji Bilgisyarlarimizi ve iletisimi cok hizli hale getirecek.

9) YAPAY ZEKA: Kendi bilincine sahip makinalar ve robotlarin gelistirilmesi

Babil'in Şaşırtıcı Pili ve Gümüş Kaplama Çömlekleri

1938 Yılında Avusturyalı Arkeolog Dr. Wilhelm Konig bir müze oluşturmaya çalışıyor ve durmaksızın kazı yapıyordu . Kazı sırasında , 15 cm yüksekliğinde parlak sarı renkte kilden yapılmış ikibin yıllık bir çömlek buldu ; çömleğin içinde bakır levhadan yapılmış 3.81 cm. çapında 5 cm. yüksekliğinde bir silindir vardı .