nükleer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nükleer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yenilenebilir Enerjiler ve Nükleer Enerji ile ilgili gerçek durum nedir?

Yenilenebilir Enerjiler ve Nükleer Enerji ile ilgili gerçek durum nedir?


Gitgide artan nüfus, daha konforlu ve savurgan yaşam, ekonomik büyüme isteği, artan iç ve dış satım için gereken elektriğin yeterince ve kesintisiz üretilebilmesi amacıyla tüm dünyada yenilenebilir enerjilerin yanı sıra nükleer enerjiye de (Almanya gibi 5 ülke dışında), ilgi artıyor /7/. Bu yazımızda burada, özellikle nükleer enerjiyle ilgili bugünkü bilim ve teknoloji düzeyindeki gerçekleri, kaynaklara dayanarak, olduğu gibi yansıtarak, bu konuda doğru bilgilendirmeye katkıda bulunmaya çalışacağız. Nükleer santrallarla ilgili uzun deneyimlere dayanan bilgi ve bulguları nesnel olarak, buraya aktarmak, nükleer santral savunuculuğu olarak anlaşılmamalıdır. Tüm dünyadaki bu konudaki gelişmeleri göz ardı etmenin ya da sürekli elde edilen bilgi ve bulgulara dayanmadan nükleer enerjiye karşı olmanın gerçekçilikle bir ilgisinin bulunmayacağı açıktır.

CERN'DEN MÜTHİŞ KEŞİF!

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), bazı nükleer teorileri değiştirecek bir keşfe imza attı.

CERN'den yapılan yazılı açıklamaya göre, CERN'deki ISOLDE radyoaktif ışın tesisinde yapılan araştırmada, bazı atom çekirdeklerinin asimetrik ve "armut şeklinde" olduğu belirlendi.

Açıklamada, araştırmada elde edilen gözlemlerin bazı nükleer teorilerle çatıştığı ve bu nükleer teorilerin değiştirilmesini gerekli kıldığı bildirildi.

Sonuçları Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, kısa ömürlü Radon 220 ve Radium 224 izotoplarının şekli üzerinde çalışma yapıldığı belirtildi.

CERN açıklamasında, görüşlerine yer verilen Liverpool Üniversitesi Öğretim Üyesi Fizikçi Peter Butler, "Radyum 224'ün armut şeklinde olduğunu, Radon 220'nin armut şeklinde sabit kalmadığını ancak bu şekle yakın bir biçimde titrediğini gösterebildik" ifadelerini kullandı.

Açıklamada, keşfin, atomlardaki pozitif ve negatif yüklerin ayrılması ile ilgili ölçüm teorilerinin de gözden geçirilmesine neden olacağı belirtilerek, bu konudaki standart modelin bu ölçüm değerinin gözlemlenebilir limitin altında olduğunu savunduğu anımsatıldı. 

KAYNAK :Gazete Vatan