fizik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fizik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bermuda Şeytan Üçgeni


Elinize bir harita alıp bakınca üçgen şeklinde görülen bu bölgede, bu zamana kadar açıklanamayan birçok esrarengiz olay gerçekleşmiştir. Kaybolan gemi, uçak ve insanların sayısı tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle uzun bir dönem lanetli yer veya şeytanın üçgeni gibi isimlerle anılmıştır, hatta günümüzde de bu isimleri zaman zaman kullanmaktayız.
Bermuda üçgeni, Atlantik okyanusunun 500.000 milkarelik bir alanını kaplayan, Amerika‘nın Atlantik okyanusuna açılan güneydoğu sahillerinde yer alan, kuşbakışı bakıldığında ise Miami, Bermuda ve Puerto Rico sınırları içerisinde kalan üçgen şeklinde bir alandır. Okyanusun bu kısmında yüzlerce gemi ve uçak enkazı bulunur. Son 100 sene içerisinde batan gemi, düşen uçak ve kaybolan insan sayısı 1000′lerle ifade ediliyor.

GECE GEÇ YATANLAR DAHA ZEKİ!

Uykunuz mu var?
İngiltere´de yapılan bir araştırmaya göre, gece geç saatlerde uykuya yatanların IQ´su (zekâ düzeyi) daha yüksek, erken yatanların ise daha düşük. London School of Economics´in araştırması uyku ile zekâ arasında bağlantı kurdu. Satoshi Kanazawa ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, IQ´su yüksek olanlar geceleri daha aktif oluyor ve bununla bağlantılı olarak geç yatağagiriyorlar. Aksine zekâ düzeyi düşük olanlar ise erkenden yatakta olmayı tercih ediyor.

Roraima Dağı

Roraima Dağı

Brezilya ve Venezuela arasında bulunan Roraima Dağı, dünyanın en gizemli yerlerinden birisi olarak kabul ediliyor.

Amazon ormanlarının ortasından fırlayan ve bulutların üzerine çıkan 2 bin 770 metre yüksekliğindeki Roraima Dağı, bilimadamları tarafından 'kayıp dünya' olarak adlandırılıyor.

Son derece sert kuvars taşından oluşan bu ilginç dağ bir mimarın elinden çıkmış görüntüsü veriyor. Bu görüntü yüzünden yerliler, uzun süre bu dağı burada yaşayan insanların yapmış olabileceğini düşündü. Ancak bu tezi doğrulayacak bir bulguya rastlanmadı.

Radyasyonun Biyolojik Etkileri

Batıya göre 1896'da Fransız fizikçi Henri Becquerel ilk olarak uranyum tuzunun görünmez ışınlar yaydığını fark etmiştir. İki sene sonra Marie Curie ve eşi Pierre Curie uranyum ile deney yaparken benzer ışınlara rastlamışlardır. Bu deneyde polonyum ve radyum oluştuğunu görmüşlerdir ve bu iki elementi ilk keşfedenler olmuşlardır. Polonyum ve özellikle radyum'un daha fazla ışın yaydıklarını gözlemişlerdir. Biz burada radyasyonun biyolojik etkilerinin (zararlarını) aktarmaya çalışacağız. Umarım yararlı olur, yorumlarınız bekliyoruz.
Radyasyonun Zararlı Etkileri
Maruz Kalınan Radyasyonun
MARUZ KALINAN DOĞAL RADYASYON


UĞUR KORKMAZ /FİZİK

Babil'in Şaşırtıcı Pili ve Gümüş Kaplama Çömlekleri

1938 Yılında Avusturyalı Arkeolog Dr. Wilhelm Konig bir müze oluşturmaya çalışıyor ve durmaksızın kazı yapıyordu . Kazı sırasında , 15 cm yüksekliğinde parlak sarı renkte kilden yapılmış ikibin yıllık bir çömlek buldu ; çömleğin içinde bakır levhadan yapılmış 3.81 cm. çapında 5 cm. yüksekliğinde bir silindir vardı . 

Navier Stokes Denklemi ve Akışkanlar Mekaniği [N-S]

Navier Stokes Denklemi ve Akışkanlar Mekaniği [N-S]

Akışkan denince aklımıza ilk gelen su'dur. . Başka akışkan maddeler nelerdir.. Akışkanların bir hareket denklemi var mıdır? işte bütün sorularınız yanıtı Navier Stokes adı verilen denklemde gizli, gelin hep beraber akışkanların gizemli dünyasına bir yolculuk yapalım...
Akışkan denilince aklımıza ilk gelen SU'dur


1-Akışkanlar mekaniğine genel bir bakış
l2-Akışkanların Sınıflandırılması
l3-Newton tipi ve Newton tipi olmayan akışkan ayrımı
l4-İdeal akışkan
l5-Navier-Stokes denlemi (N-S)
l6-Navier-Stokes (sıkıştırılamaz Newton tipi(viskozite sabit) akışkanlar için incelenmesi)
l7-N-S yaklaşımları

Pratik Bilgiler [Akademik Fizikçiler İçin]

Pratik Bilgiler

1) Gözlüğünüzün vidası çok çabuk çıkıyorsa vidayı takmadan önce,vidanın gireceği deliğe renksiz oje damlatın.Vidayı öyle takın.
2) Satın aldığınız ayakkabılar ayağınızı sıkıyor ise onları bir kaç dakika buhara tutun.
3) Makasınızı bilemek istiyorsanız,zımpara kağıdı kesin.
4) Halıdaki sigara yanıklarından,­yanık­ y­er­ler üzerinde zımpara kağıdı ile dairesel hareketler yaparak kurtulabilirsiniz.

ELEKTROMANYETİK RADYASYON; SİNSİ KİRLİLİK




Literatürde buna “elektronik pus” anlamına gelen “electrosmog” bile deniyor.
Gözle görülmeyen bu elektromanyetik kirlilik, kimi zaman cep telefonunuzun çalmasıyla televizyonda karlanma yaparak, kimi zaman ise yüksek gerilim hatları yakınında uçan helikopterleri bile düşürerek kendini gösteriyor.

İnsan sinir sistemi 500.000 km uzunluğu, 25 Milyar sinir hücresi ile dev bir elektriksel donanıma sahip muazzam bir elektronik sistemdir.

Hayvanlar Fast Food Yerse Ne Olur? [www.akademikfizik.net] sunar

www.akademikfizik.net sunar VİDEO

OBEZİTE İLE MÜCADELE ADINA GÜZEL BİR VİDEO

Kâinatın Yaratılışında Esrarlı Fizik


Fizikte câri kanunları ortaya çıkaran büyük fizikçilere misâl olarak El-Kindî'den İbnü'l-Heysem'e, Bîrûnî'den Newton ve Einstein'a kadar birçok isim sayılabilir. Batılı birçok bilim insanı, kuantum fiziğiyle alâkalı harika hâdiselerin bir Yaratıcı'yı gösterdiği noktasına gelmiştir. Çünkü birçok fizikçi, yaptıkları deneylerin, dünyevî ölçülerle kavranamayan sırlı neticelerini tecrübe ettikçe, ateist eğilimlerini terk ederek,

‘Einstein’ın beyni olağanüstü’-Farklı Bir Bakış Açısıyla-


Nobel ödüllü fizikçi Albert Einstein'ın beyninin bazı bölümlerinin olağanüstü özellikler gösterdiği belirlendi.


WASHINGTON - Ünlü fizikçi Albert Einstein'ın, normal insanların beyninden çok daha farklı bir beyne sahip olduğu ortaya çıkarıldı.
Florida Eyalet Üniversitesi'nden evrimsel antropolog Dean Falk, Einstein'ın beyninin büyüklük ve şekil açısından normal olduğunu, ancak beynin bazı kısımlarındaki anatomik özelliklerin son derece farklı olduğunu söyledi.
Falk, Einstein'in beyninin prefrontal, somatosensoriyel, motor, paryetal, temporal ve oksipital kortekslerinin olağanüstü özellikler gösterdiğini belirtti.
Bu özelliklerin Einstein'in mekansal ilişkilerin görsel algısı ve matematik yeteneklerine nörolojik destek sağladığına dikkati çeken Falk, "Einstein'in beyninin ön lobu aşırı derecede kıvrımlı, paryetal loplar da olağanüstü bir biçimde asimetrik. Somatosensoriyel ve motor korteksler ise sol yarımküreye doğru büyük bir genişleme gösteriyor" dedi.
1955 yılında hayata vedan eden Albert Einstein'in beyni, kafatasından çıkarılmış ve çeşitli açılardan fotoğraflanmıştı. Bu fotoğrafların çoğu, 1955 yılından bu yana kayıptı.
Bu fotoğraflardan 14'ü, kısa bir süre önce fotoğrafları çeken patolog Thomas Harvey tarafından New Jersey'deki Ulusal Sağlık ve Tıp Müzesi'ne bağışlanan belgeler arasında bulundu.
Einstein'in beyni fotoğraflandıktan sonra incelenmek üzere 240 parçaya bölünmüştü. Bu parçaların büyük bir kısmı, hala Princeton Üniversite'si bünyesindeki Ulusal Sağlık ve Tıp Müzesi'nde saklanıyor. Diğer parçaların nerede olduğu ise bilinmiyor.
Einstein, genel görecelik kuramını geliştirerek bilim dünyasında devrim yapan ve 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmalarıyla Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştü.
Falk'ın "Albert Einstein'ın Serebral Korteksi: Yayımlanmamış Fotoğrafların Ön Analizi" adlı çalışması, "Brain" dergisinde yayımlandı.
Öte yandan, araştırmada elde edilen bulgular, önemli bir soruyu da gündeme getirdi: "Einstein, olağanüstü bir beyine sahip olduğu için mi fizikçi oldu, yoksa fizikle uğraşması, beyninin belirli kısımlarının olağanüstü bir biçimde değişmesine mi neden oldu?"
kaynak:AA

134 yıllık ses kaydı bilgisayara aktarıldı


ABD’li araştırmacılar, Amerikan tarihinin en eski ses kaydını bilgisayarda dinlenebilecek bir formata çevirmeyi başardı.




Berkeley Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, 78 saniye uzunluğundaki konuşma ve müzik kaydı bilgiayarda dinlenebilecek bir dosyaya çevrildi. Söz konusu kayıt, 1878 yılında ABD’nin St. Louis kentinde aynı yıl ABD’li mucit ve işadamı Thomas Edison tarafından keşfedilen fonograf (nam-ı diğer gramofon) ile yapıldı.
Ses kaydı, bir kişinin müzik olmadan şarkı söylemesiyle başlıyor, ardından “Mary Had a Little Lamb” ve “Old Mother Hubbard” parçalarının çalınmasıyla devam ediyor. Edison’un, General Electric şirketinin temellerini attığı Schenectady kentindeki Bilim ve Yenilik Müzesi’nden John Schneiter, “Hala çalınabilir en eski ses kayıtları arasında, bu bulabildiğimiz en eski eser” ifadesini kullandı.
Ses kaydının yapıldığı kalay folyo, 12x35 cm boyutunda. Fonograftaki silindire takılan folyo, kol ile çevrilerek ses kaydı yapılmasını sağladı. Normalde birkaç defa sarılarak kaydın tekrar dinlenmesi, folyonun kullanılmaz hale gelmesine neden oluyor. Bu yüzden tarihi ses kaydının bugüne ulaşması daha büyük bir önem taşıyor.
Bilim ve Yenilik Müzesi’nde 134 yılın ardından tekrar çalınan ses kaydı gibi, benzer şekilde kalay folyoya kaydedilen ve hala dinlenebilecek olan iki eser daha var. Bir tanesinin St. Louis gazetesine siyasi yorumlar yazan Thomas Mason adlı yazara ait olduğu düşünülüyor.
kaynak:ntvmsnbc

Einstein bakın başarının sırlarını 10 hayat dersi ile nasıl anlatmış.


 Albert Einstein çoğu insan tarafından dahi olarak görülür. Şu ana kadar yaşamış en etkili bilim insanı olmanın yanında teorik fizikçi, filozof ve yazardı. Bilime birçok katkı sağlamış Einstein’ın başarı sırlarını merak ediyor musunuz?


Einstein bakın başarının sırlarını 10 hayat dersi ile nasıl anlatmış.

1. Merakınızın peşinden gidin

‘Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.’ 

Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız.

2. Azim paha biçilmezdir

‘Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.’ 

Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.

3. Bugüne odaklanın

‘Güzel bir kızı öperken, düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.’ 

İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.

4. Hayal gücü güç verir

‘Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin ön izlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.’ 

Hayal gücünüz geleceğinizi belirler. Einstein şöyle der: ‘Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil’. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin.

5. Hata yapın

‘Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.’ 

Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın.





6. Anı yaşayın


‘Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.’ 


Geleceği ayarlamanın tek yolu olabildiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.

7. Değer yaratın


‘Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.’ 


Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir.

8. Farklı sonuçlar beklemeyin


‘Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.’ 


Her gün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

9. Bilgi deneyimden gelir


‘Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.’ 


Bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz.

10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın


‘Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz.’


Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!



HAZIRLAYAN: UĞUR KORKMAZ


Yahudi-Arap sorununu Einstein bile çözemedi!...


Ünlü Alman Fizikçi Albert Einstein'in mektup arşivleri dijital ortama aktarıldı. Kudüs Hebrew Üniversitesi'nin internete kazandırdığı arşivler, Einstein'ın Ortadoğu barışı konusunda çözüm düşünemediğini gösteriyor.Kudüs'teki Hebrew Üniversitesi tarafından internet ortamına aktarılan 81 bin belgelik arşivde, Einstein'ın hem kişisel hem de bilimsel mektupları yer alıyor. Ntvmsnbc'nin haberine göre, Yahudi kökenli Einstein'ın, yazışmalarında "Araplarla Yahudilerin nasıl beraber yaşayacakları" konusunda çözemediği soruna ilişkin düşüncelerine yer verdiği görülüyor.
POLİTİKACILARIN YER ALMADIĞI BARIŞ'
Dönemin Falastin dergisi editörü Azmi El Naşaşibi'yle 1929 ve 1930 yıllarında yazışan Alman Fizikçi, iki taraf arasında politikacıların yer almadığı bir barış anlaşması sürecinden bahsediyor. Yazışmalar, Einstein'in İsrail kurulmadan önce böyle devlete ilişkin şüphelerini dile getirdiğini, ama kurulduktan sonra İsrail'i desteklediğini de ortaya koyuyor.
 
'İSRAİL MİLLİYETÇİLİKTEN UZAK DURMALI'
Ancak ülkenin ilk cumhurbaşkanı olması yönündeki teklifi reddeden Einstein, İsrail'in milliyetçilikten uzak durması gerektiğinin altını çiziyor.Einstein, gelecekteki Filistin bölgesi için hayalini "bu topraklara sahip iki halkın barış ve işbirliği içinde yaşadığı bir yer" olarak tanımlıyor.

EINSTEIN'IN NOT DEFTERİ DİJİTAL ORTAMA AKTARILDI


Albert Einstein'ın aldığı notların arşivi dijital ortama aktarıldı.Kudüs İbrani Üniversitesi, nem ve sıcaklığın belirli seviyelerde tutulduğu depolarda sakladığı ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış parçaların da bulunduğu arşivin yüksek çözünürlüklü fotoğraflarının çekildiğini ve bu fotoğrafların internette yayımlandığını açıkladı. 

Işık hızı aşıldı mı?


Atomdan küçük partiküller olan nötrinoların, temel fizik yasalarına aykırı biçimde, ışık hızını aştığını gösteren deney doğrulanırsa modern fizik kurallarının yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir.


Albert Einstein'e göre, hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemiyor.

Avrupa Parçacık Araştırma Merkezi CERN'deki fizikçiler, atomdan küçük partiküllerin temel fizik yasalarına ters düşen biçimde, ışık hızını aştığını belirtti.
Uzmanlar, İtalya'da Alplerin kolu olan Apenin Dağları'nın altında bir laboratuardan 700 kilometre ötedeki diğer laboratuara fırlatılan nötrinoların hedefe saniyenin milyarda biri kadar önce vardığını hesapladılar.
15 bin defa ölçüm yapan bilimadamları sonucun kendilerini şaşırttığını, bu nedenle ABD ve Japonya'dan başka kuruluşlardan da bağımsız şekilde bu ölçümleri değerlendirmelerini istediklerini açıkladı. Araştırmacılar o zamana dek bu bulgulara temkinli yaklaştıklarını söylüyor.

Albert Einstein'e göre, hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemiyor. Ancak doğrulandığı takdirde bu deney, Albert Einstein'in Özel Görelilik Kuramının bazı kısımlarını tersine çevirebilir, evrenin nasıl işlediğini açıklayan yasalar alt üst olabilir. Tüm modern fizik teorilerinin yeniden gözden geçirilmesini dahi gerektirebilir.
Bununla beraber araştırma grubu "sistematik hata" dedikleri durumun oluşması halinde istenildiği kadar ölçüm yapılsın, yine aynı hata, yani hız sınırının aşıldığı gibi bir izlenim elde edilmesi riski bulunduğunu, bu nedenle ölçümlerini kamuoyuna ilan ettiklerini bildirdi.
Doktor Antonio Ereditato ve ekibi bu konuda üç yıldır araştırma yürütüyordu. Ereditato "Hayalim başka bir bağımsız deneyde de aynı sonucun alınması o zaman rahatlayacağım" diye konuştu.
Ereditato, "Ama şimdilik hiçbir şey iddia etmiyoruz. Toplumun bu çılgın sonucu anlamakta yardımcı olmasını istiyoruz - çünkü bu çılgınlık ve elbette sonuçları da çok ciddi olabilir" dedi.

Uzay'ın en büyük karadeliği bulundu


Gök bilimciler, Dünya’dan yaklaşık 250 milyon ışık yılı uzaklıktaki küçük bir galakside bugüne kadar keşfedilen en büyük karadeliği buldu. Dev karadeliğin kütlesi, Güneş'in 17 milyar katına eşit.


Disk şeklindeki NGC 1277 galaksisi (büyütmek için tıklayın).

Astronomi tarihindeki en büyük keşiflerden birine imza atan gök bilimciler, Dünya’dan çok uzaklardaki NGC 1277 galaksisinde Güneş'in kütlesinin 17 milyar katına denk gelen bir dev karadelik keşfetti. Normalde karadeliklerin bulundukları galaksilerin yoğunluğunun yüzde 0.1’ini kapsadıkları bilinirken, yeni keşfedilen dev kara delik NGC 1277’nin yoğunluğunun yüzde 14’ünü oluşturuyor.
                 Space.com’a açıklama yapan ABD’nin Texas eyaletindeki                                                          Austin Üniversitesi’nden Karl Gebhardt, “NGC 1277 gerçekten çok tuhaf bir galaksi... Neredeyse tamamı dev bir karadelikten oluşuyor. Galaksi-karadelik sistemlerinde bir ilk keşfedilmiş olabilir” dedi.
Dev karadeliğin genişliği, Neptün’ün Güneş’in etrafındaki yörünge hareketinde dolandığı alanın neredeyse 11 katı. Dev karadeliğin yoğunluğu o kadar büyük ki, Remco van den Bosch’un başını çektiği araştırma ekibi, yeni sunulan araştırmanın sonuçlarının doğruluğunu teyit etmek için bir yıl süren değerlendirmeler yaptı.


Space.com’a konuşan Almanya’nın Max Planck Astronomi Enstitüsü’nden van den Bosch, “Dev karadeliğin yoğunluğunu ilk hesapladığımda, bir şeyleri yanlış yapmış olduğumu zannettim. Aynı cihazlarla aynı ölçümü tekrar yaptık, ardından farklı cihazlarla tekrarladık... Ardından, ‘bir şeyler oluyor’ diye düşündüm” dedi.



BİLİNEN TEORİYE KARŞI GELİYOR

Gök biilimciler, yapılan keşifle, karadeliklerin galaksilerin merkezinde nasıl evrim geçirdiğine yönelik yeni bilgiler elde edebileceklerini ifade etti. 

Bilim insanları tarafından kabul edilen genel görüş, galaksilerin merkez bölgesinin, içinde yer alan karadeliklerle ilişkili olduğu. Ancak NGC 1277 galaksisinde bugüne kadar hiç rastlanmamış bir merkez-karadelik oranı bulunması, her zaman kabul edilen görüşü de sarsacak gibi görünüyor.


NGC 1277’nin kara deliği, sahip olduğu özellikle NGC 4486B galaksisinde keşfedilen karadeliğe de rakip olmayı başardı. NGC 4486B’deki karadeliğin, galaksinin yoğunluğunun yüzde 11’ini oluşturduğuna inanılırken, galaksinin merkezindeki gazların yüzde 59’unu kapsadığı düşünülüyor. Dev karadeliğin kütlesi ise 6-37 milyar Güneş kadar.



NGC 1277 galaksisi (büyütmek için tıklayın).


BEŞ TANE DAHA KEŞFEDİLDİ

Alman gök bilinmci van den Bosch ve ekibi, NGC 1277 yakınlarında dev karadeliklere sahip beş galaksi daha keşfetti. Van den Bosch, “Uzay2da her zaman bir tuhaflıkla karşılaşmayı umabilirsiniz... Şu an karşımızda bunlardan altı tane var... Böyle keşiflerde bulunmayı düşünmüyorduk çünkü karadeliklerin ve galaksilerin birbirlerini etkilemediğine inanıyorduk” dedi.

Van den Bosch, Nature dergisinde yayımlanan araştırmalarında, “en büyük karadeliği, dev karadelikleri keşfetmek için yaptıkları incelemelerde keşfettiklerini” ifade etti.


Gök bilimciler, ışığı yakalama gücü çok yüksek olan Austin McDonald Gözlemevi’ndeki Hobby-Eberly Teleskopu’nu kullanarak, içlerindeki kozmik cisimlerin oldukça hızlı bir şekilde  hareket ettiği küçük galaksiler tespit etti. Yıldız ve diğer kozmik cisimlere sahip, ortalama 9.784 ışık yılı genişliğindeki galaksilerdeki kozmik cisimlerin saniyede 350 km hızla hareket ettiği belirtildi.


KARADELİKLER KENDİLERİNİ GÖSTERDİ

Gök bilimciler, kozmik cisimlerin beklenenden yüksek olan hızlarına dayanarak, bu galaksilerin dev karadeliklere sahip olduğunu düşündü. Hubble Uzay Teleskopu’nun NGC 1277’ye ait arşiv bilgileri kullanılarak yapılan gözlemlerle, en büyük dev karadelik bulundu.

Araştırma ekibi, NGC 1277 galaksisindeki yıldızların hepsinin yaşlı olduğunu fark etti. En genç yıldızın 8 milyar yıl yaşında olduğu belirtilirken, galaksideki yıldızların birçoğu Güneş’in iki katı yaşında. Dünya’mıza hayat veren Güneş, 4.57 milyar yaşında.


Van den Bosch, buldukları kara deliklerin, yer aldıkları galaksilerde erken zamanlarda oluşmuş olabileceğini belirtti: Bu şey (karadelik) Büyük Patlama’nın zamanından beri orada duruyor olabilir... Belki de 13.7 milyar yıl önce yıldız ve galaksi oluşumu buna benziyordu” dedi...



ntvmsnbc


2012’in en iyi icatlarından biri


Hollandalı sanatçı ve bilim insanı Berndnaut Smilde, sis makinesini kullanarak kapalı alanda bulut oluşturmayı sağlayan bir yöntem geliştirdi.


Gerçeğinden hiçbir farklı olmayan bulutlar, bir gün oturma odanızda belirebilir. Hollandalı mucit  Smilde’nin geliştirdiği yöntem, havadaki nemi, ışığı ve ısıyı ayarlayarak kapalı alanda bulut oluşturmayı sağlıyor.
Time dergisinin, ‘2012’nin en iyi icatları’ listesinde yer verdiği buluş, ortaya sadece birkaç dakika ömrü olan bir bulut çıkarsa da oldukça etkileyici bir manzara oluşuyor.
Hollandalı mucit bulutlarını koridor veya yatak odası gibi farklı ortamlarda ortaya çıkarabiliyor.